Şubat 2020 Kars Seyahatim

Merhabaa,

Bu benim ilk blog yazım, düşündüm ne hakkında yazsam ne hakkında yazsam diye tabi ki en iyi yaptığım ve en çok zevk aldığım ayrıca da en son yaptığım seyahatim hakkında yazmaya karar verdim. Malum tam şu sıralar zamanı: Doğu Ekpresiiii!

 

Seyahatimi gidiş uçakla, dönüş trenle olacak şekilde planladım. Çok fazla vaktim olmadığı için de ve biraz son an planı olduğu için bir günümü Kars’a ayırmak zorunda kaldım. Sabah 07.15 uçağıyla Sabiha Gökçen Havalimanın’dan Kars Harakani Havalimanı’na indim. İndiğimde saat 09.00’du. Planlanan uçuş saatinden 15 dk. erken vardık. (Pilot kestirmeden gitti sanırım.) Tabi ki erken varılan 15 dk. bagajları bekleme süresine eklendi. Bagajları beklerken şehir merkezine nasıl gidebileceğimi oradaki görevlilere sordum. Aslında gelmeden önce birkaç taksi araştırmıştım fakat şehir merkezine giden minibüsler varken taksiye gerek duymadım. Şöyle bir parantez de açayım yeri gelmişken; eğer birden fazla kişi bu seyahete çıkıyorsanız Kars’a varmadan taksi ayarlayabilirsiniz. Benim konuştuklarım, Ani Harabeleri, Çıldır Gölü, müzeler, şehirci, alışveriş yerleri, uçak transferi, tren transferi yani

kısaca Kars havasını solumaya başladığınız andan itibaren bütün ulaşımınızı taksi karşılıyor. 300-400 lira civarı bir maliyeti var. Fakat ben tek başıma gittiğim için ve gittiğimde tur saatlerini kaçırıp, benim gibi turist arkadaşların merkezde bulunma zamanlarında olmadığım için ekip olabileceğim kimse olmadığından mütevellit taksi seçeneğini başka türlü değerlendirdim. Onu ilerleyen satırlarımda anlatacağım. 5 lira vererek hemen havalimanın önünden kalkan şehir içi araçlara bindim. Kars minyatür bir şehir. Hem çok düzenli hem küçük. Bir kareyi eşit 9 parçaya bölmüş gibi bir şehir içi var, her yer aynı yere çıkıyor veya varmak istediğiniz yere varmak için kaybolma şansınız yok.

Kaldığım yer defterdarlık misafirhanesiydi. Minibüsteki şoför beni önünde inidirdi sağolsun. Gitmeden 3-4 önce misafirhaneyi arayıp yer ayırtmıştım. 1 ay öncesinden aramıştım bana gelmenize 3-4 gün kala arayın öyle yer ayırtıyoruz demişlerdi. Uzun bir zaman dilimi için yer ayırtmıyorlar anladığım kadarıyla. Gürel Bey ile görüştüm, tanıştığım

bütün Kars ahalisi gibi o da sıcakkanlı ve güler yüzlü bir abimizdi. Defterdarlık misafirhanesi diğer çoğu devler binası ve özel işletmelerin binaları gibi eski bir bina. Bu binalara “Baltık Mimarisi” deniliyor. 40 yıl Rus işgalinde kalan Kars’a Rusya’nın kuzeyinde Baltık denizi tarafında uygulanan bir mimari anlayışı 1882’lı yıllarda Hollanda’dan getirdikleri mühendislerce uygulamışlar. Gerçekten nefis yapmışlar. Kaldığım yer de eskiydi haliyle ama bir gece kalacağım ve sadece yatmak için gidecektim. Çok sıkıntı olmadı. Ücret tarifesi ise sivil 35, kamu 25, öğrenci 20 lira.

Eşyalarımı yerleştirdim, üzerimi değiştirdim, şehri turlamaya ve kahvaltı yapmaya çıktım. Saat 10’a geliyordu. Kars’a gelmeden yaptığım araştırmalara göre özel turlar sabah 08.30 da kalkıyordu. O yüzden onları kaçırmıştım. Eğer bir gün daha kalma şansınız olursa veya önceki geceden gelirseniz Kars merkezden kalkan günlük turlar var ve oldukça uygun. 50-60 lira civarı yukarda taksiyle gezebileceğiniz yerleri bu turlar üstelik rehber eşliğinde gezdiriyorlar. Şehir merkezinde ofisleri oluyor. Bir Kars Özel İdarenin sadece Ani Harabelerine giden bir aracı var. Araştırmalarıma göre günde 2 kere kalkması gerekiyordu. Sabah 09.00 ve 12.00 olmak üzere. Kahvaltı yapmak için gittiğim yerde sorup soruştururken kış tarifesine geçtikleri için 12.00 servisini kaldırmışlar. http://www.karsozelidare.gov.tr/kars-ani-antik-kenti-arasi-yolcu-tasimaciligi-mevsim-sartlari-goz-onunde-bulundurularak-guncellenmistir Siteye girip baktığımda da güncellemişlerdi. 8-10 lira civarı bir şeydi bu da. Bunu da kaçırmıştım. Tek çare taksi. Kalmıştı, gezi grubuna katılabileceğim bir grup da yoktu merkezde, herkes ya turla ya servis ya özel araçla dağılmıştı. Kahvaltıyı Ali’s Paradise Cafede yaptım. Kahvaltısı oldukça doyurucu ve ortalama fiyattı. 25 liraydı sanırım. Orada nasıl gezebileceğimi sordum (bütün imkanları kaçırmışken), ben kahvaltı yaparken sağolsunlar baya sorup soruşturdular. Gerçekten çok yardımsever bir millet. Bir taksi ayarladık, Ani harabeleri ve şehir içini dolaştıracak, Çıldır Gölüne gitmekten feragat ettim. 150 liraya anlaştık. Ani Harabeleri merkezden 35-40 km uzaklıkta, 45 dk falan sürüyor. 12:30 gibi harabelerdeydim. Girişte 5 lira ücret ödeniyor, müze kart geçmiyor. Girince nutkum tutuldu, manzara mükemmeldi, hava da çok güzel açıktı. Yer bembeyaz, gök masmavi. (Bu arada kesinlikle gözlüksüz gitmeyin. Ben gözlük almayı unuttuğum için ağlayarak gezdim bütün alanı.) Karşıda uzanan dağlar iki dağın arasında akan ve Ermenistan-Türkiye sınırını çizen

Aras Nehri, bu büyük alan üzerinde medeniyetin,kültürün her bir parçasını oluşturan tarihi yapılar bir buçuk saatlik keşfim boyunca bana eşlik etti. Ben geç gittiğim için alanda sadece ben vardım, iyi ki sonrada gitmişim ayak izlerini takip ederek dolaştım. Öyle ki karın belime geldiği kısımlar oluyor ve altında taşlar olduğu için göremeyip bir yerimi incitme ihtimaline karşı daha önce yürünen yollar en güvenlisiydi. Tabi bazen kestirme yapayım diye kara saplanıp geri ayak basılan yola dönüp yolu uzattığım da oldu. Siz ayak izinden şaşmayın . Ben alanda debelenirken taksi beni bekliyordu. Döndüğümde güvenlik görevlisinin dürbünle beni izlediğini fark ettim, alanda sadece sizi kaldınız sizi izliyordum dedi. Tebessüm ettim. Sonra merkeze döndüm, Kars Kalesini, Harakani Türbesini, Taş Köprüyü, Hamamları ve Kars’ın sokaklarını gezdim. Çok uzun sürmedi çünkü zaten hespi aynı lokasyondaydı. Kars’ın en sevdiğim özelliği, müzeleri şehrin diğer kısmındaydı geç olduğu için müzelere gidemedim. Kafkas Cephesi Müzesini Merak ediyordum. Kars’da dikkatimi çeken şey, camii ve hamamın çok olması. O kadar çok camii ve hamam var ki, bunların çoğu tarihi olmak üzere.

Buraları da gezdikten sonra alışveriş zamanııı! Babam küflü peyniri çok sevdiğinden ve elbette ki Kars diyince akla kaşarı geldiğinden birkaç kilo peynir aldım. Kilosu 30-40 lira civarı. Ben özellikle küçük, gelenek dükkanları tercih ettim. Şekilli, süslü, püslü, ambalajcı dükkanlar nedense bana cazip gelmiyor. Hediyelik eşyalarım ve ertesi sabah tren için yiyecek içecek stoğum için alışverişlerimi de yaptıktan sonra. Bir iki saat dinlenmek için misafirhaneye geçtim.

Biraz dinlendikten sonra akşam yemeği için kaz eti yemeye, sabah kahvaltı yaparken aldığım tavsiyeler üzerine, kaz etini asıl tanıtan ve yapan yerde yemeye gittim. Kars Ocakbaşı Restaurant’ı tavsiye etmelerine şaşırmamak gerekir çünkü gerçekten çok güzel ve lezzetliydi. Kaz etinin yanında 10 çeşit ikram, hoşaf, pide, çay, tatlı, kahve ve hoş sohbetleri, güler yüzleri akşamımı güzel bitirmemi sağladı. Misafirhaneme döndüğümde oda arkadaşımla tanıştım. Çok

tatlı bir kızdı, bana Kars hakkında bir sürü şey anlattı. Dinlerken uyuyakalmışım…

Ertesi sabah 08:00 da olan tren için 07:30 da uyandım, dün beni gezdiren taksiyle konuşmuştum. 15 liraya gara bıraktı. Trene binerken başka kompartımandan çok tatlı bir kızla tanıştım.

Tren macerasına geçmeden önce, Kars hakkında gitmeyi düşünüyorsanız birkaç bilgi vermek isterim.

Konaklama;

· Kars Defterdarlığı Konukevi Öğreci 20, Kamu 25, Sivil 35 Tl

İletişim: Gürel Bey 535 716 45 41

· Kars DSİ 24. Bölge Müd. Misafirhanesi Kamu 44, Sivil 63 Tl

İletişim: 0474 223 57 20

· Kafkas Üniversitesi Misafirhanesi 80 Tl

İletişim: 0474 242 68 35 (Nihat Bey)

· Kars Öğretmenevi İki Kişi 195 Tl

· Arpaçay Çanaksu Kütük Ev 350 Tl (Çıldır Gölü Manzaralı)

 

Ulaşım;

· Havalimanı-Şehir Merkezi Minibüsler 5 Tl

· Kars Özel İdaresi, Kars Sanatevinin Önünden Ani Harabeleri Servisi (Kış 10.00, Yaz 10.00-12.00 saatlerinde)

· Taksi (Ani-Çıldır-Şehiriçi-Müze-Tren-Uçak-Otel Transferleri) 300-400 Tl

Yetkin Bey 546 550 57 07

Tacettin Bey 536 595 83 24

Yüksel Bey 530 471 89 39

· Şehir Merkezinden Kalkan günübirlik turlar sabah 08.30

 

Ukte kalan yerler:

· Sarıkamışta kayak

· Çıldırda balık tutma

· Kafkas Cephesi Müzesi

· Erzurumda cağ kebabı

08.00’da tren hareket etti. Eşyalarımı yerleştirdim. Tren biletlerini alırken 2 kişiydik, 2 koltuk bana 2 koltuk ortağıma almıştık. Fakat daha sonra ben tek yola çıkmak durumunda kaldım. Aynı anda alınan biletler parça parça geri iade edilemediği için 4 koltuk yani bir kompartıman bana kaldı. Burada bir parantez açmak istiyorum kompartıman yani örtülü kuşetli doğu ekspresi kompartımanı 4 kişilik ama eğer rahat etmek istiyorsanız 2 kişiliğe daha uygun, eğer valizleriniz az, sadece sırt çantanız var ise 4 kişi de sığabilirsiniz. Fakat 4 kişi için alan dar olabilir. Ben tek kişiydim oldukça rahattım. Tek priz var o yüzden bana yetti. Birden fazla kişiler için uzatma priz şart. Nevresim ve yastığı görevliler hareket edip, biletleri okuttuktan sonra dağıtıyor. Yalnız yastıklar biraz küçük (bebek yastığı) o yüzden kendiniz de getirebilirsiniz. Ben 4 yastığı birden aldığım için rahattım. Burası biraz sıkıntılı oldu; biletleri okuttuktan sonra nevresimleri dağıtan görevli bana bir tane verdi. Ben de 4 tane biletim olduğunu ve en 1 tane daha almak istediğimi söyledim. Görevli benim tek biletimi okutmuştu. Diğer koltukların da benim olduğunu söyledim, o zaman ekstra para ödemem gerektiğini söyledi. Çünkü bir kişi sadece 1 koltuğu indirimli alabilirmiş. Kalan 3 koltuk için koltuk başına 8,5 Tl fark ödedim ve 4 nevresim 4 yastık aldım. Ödemeyi yaptıktan sonra da şöyle bir bilgi verdi. Eğer diğer koltukların biletlerini okutmasaydı,

TCDD bilet kullanılmadı diye bilet parasını geri iade ediyormuş ya da açık bilete çeviriyormuş.

Nevresimler temizdi, gönül rahatlığıyla serdim, oda da oldukça sıcaktı tişört ve taytla hiç üşümedim. Vagonunu sonunda ve başında biri klozet biri alafranga olmak üzere 2 tane tuvalet var. Çok bir beklentiniz olmadığı sürece temiz ve iş görürlerdi bence. Sıcak su almak için trenin restoranına gittim, sıcak su veremeyeceğini çay alırsam ancak sıcak su temin edebileceğini söyledi. Ben küçük ketıl veya kahve makinesi almayı akıl edemediğim için mecbur almak zorunda kaldım. Verirken termosta vermelerini ve kaç bardak alırsa o kadar koymalarını rica ettim. Restorandan termosla sıcak su aldıktan sonra her şey daha güzel ve kolay oldu. Tren yolculuğum boyunca önereceğim i şeyler; termos-ketıl-priz. Peçete,ıslak mendil, sandviç, abur cubur onları zaten saymıyorum. Aldığım çoğu şeyi de yiyemedim çünkü ilerleyen saatlerde diğer kompartımanlardan tanıştığım dünya tatlısı insanların odalarında vakit geçirdik. Çok eğlendik. Halaylar, çaylar, kahveler, kahvaltılar, tabular, oyunlar, karaokeler, videolar, … Bu arada alkol içmek isteyenler diğer içecekler gibi onu da yanında getirebiliyor. Trenin tek kuralı vagondaki diğer insanları rahatsız etmemek. Zaten bizim vagon yolculuğun sonlarında artık baya kaynaşmıştı.

Tek başlayan yolculuğum bir birinden güzel insanlarla tanışarak çok eğlenceli bitti. Tek geçirdiğim anlar da çok huzurlu ve keyifliydi. Tek, çift, 4’lü, 10’lu her türlü keyifli olacak bir yolculuk. Odamda tek takıldığım saatler, manzaraya bakara, odanın sıcaklığında hem ruhumu hem bedenimi dinlendirdiğim huzurlu saatler olarak anı hafızama kaydedildi.

Yolcuğun 24 saat sürmesi gerekirken 2 saat uzamasıyla 10.00’da Ankara Gar’a vardık. Vedalaşma pozlarından sonra kalan ekiple Anıtkabire çıktık. Ankara Gar-Anıtkabir arası çok yakınmış, giderken minibüsle 5 dk da gittik. Dönüşte yürüyerek 20 dk da döndük. Valizlerimizi gardaki emanet dolaplarına bıraktık. Emanet dolaplarını kim icat ettiyse aklına sağlık. Ankara Gar dan ekip otogara dağıldı taksiyle 10 dk bir mesafedeydi.

Ben trenle sonraki gezi durağım 1,5 saat süren Eskişehir’e geçtim.