Evrenin Orkide ile Gönderdiği E-mail

Bu yazımda orkide bakarken ne yapmamanız gerektiğinden bahsedeceğim. Tabi bu yazımın teknik kısmı; lirik kısmı ise orkide yetiştirmeye çalışırken yine açtığı pencereden neler gördüğümü aktarmaya çalışacağım.

 

Orkideler asil, nazlı ve hassas çiçeklerdir. Aslında neye göre kime göre? Uygun ortamı verdiniz mi en dayanıklı, en ilgi istemeyen, vs. çiçeklerdir. Tamam, uygun ortamda da olmayan ortamda da olan tek bir özelliklerini söyleyeceğim “ŞIMARTILMAKTAN HOŞLANMAZLAR”. Ne demek bu? Bazı çiçekler sürekli ilgi ister. Mesela halk arasında “camgüzeli” denilen bitkinin çok güzel çiçekleri vardır. Yapraklarının parlak, canlı bir yeşil olması ve çiçeğinin rengiyle oluşturduğu dikkat çekici kontrast etkisi cam güzeli denmesinin sebebi olabilir. Bu güzel çiçek yaprak döker, yapraklarının tozlarının temizlenmesi gerekir, sık su ister, ihmal etmemek gerekir çünkü gövdesi odunsu olmadığı için çok dayanıklı değildir. Gel gelelim orkideye; orkide oldukça disiplinli bir bakım ister kendine has toprağı, kendine has beslenme stilleriyle aykırı bir yapısı vardır. Uygun koşulları sağladığınız sürece başka hiçbir şey istemez. Rahatsız edilmek istemez, aksi takdirle buruşturur yapraklarını, kurutur dallarını. Dikkat edilmesi gereken en önemli şey köklerden güneş enerjisini aldığı için cam bir saksıya ihtiyacının olmasıdır.

 

Orkide yetiştiremediğimi düşünürdüm. Önceki deneyimlerime bakarak bunu söyleyebilirdim. Arkadaşlarım bana doğum günlerimde hediye olarak gönderirdi yaza varmadan soldururdum. Üstüne üstlük yaşasın diye yapmadığım işkence kalmazdı. Eğer çiçeklerinizin çiçek açmasını istiyorsanız onları bir-iki gün kapkaranlık bir ortama koyun, neslinin tükendiğini düşünerek strese girip üretime geçecek ve çiçek açacaktırlar. Ben de bunu denedim açtı açmasına çiçek ama sadece görüntü düzeldi, sadece çiçek açmış oldu yani sadece semptom giderildi hastalık baki kaldı. O kadar çok düşmüştüm ki üzerlerine, kök budamaları yapıyordum kendilerine gelsinler diye yine strese girsinler ve kökleri uzasın diye. Bu tedavi yöntemlerini üst üste deneyince çiçek yıldı artık. Zaten fazla ilgi istemeyen bir çiçek bu kadar mıncıklanınca ölümü hızlandı. En son doğum günümde bana yine bir çiçek geldi. Bu zamanlara kadar solması lazımdı eğer Covid olmasaydı ve ben işe devamlı gidiyor olsaydım. Çünkü son bıraktığımda yine yaprakları buruşmuştu, bekliyordum hazin sonu.

 
 

Geçen hafta işe gittiğimde işlerin öyle olmadığını gördüm. Tomurcuklanmış, keiki vermiş (bu biraz düşündürücü çünkü orkideler ölmeye yakın neslini sürdürmek için yine stres sonucunda yavru verebiliyor) ve dallarını daha yeşil buldum. 2,5 aydır ilgilenmediğim

orkideler toparlanmıştı. Bakarsan bağ bakmazsan dağ olur atasözümüz burada “Not Found 404” hatası verdi, beynimin içinde hata veren pencereler açılıp durdu. Saksıyı kaldırdığımda saksının içinde kendine has bir habitat oluştuğunu fark ettim. Küçük yosun parçaları büyümüş uzamışlar ve orkide

toprağını nemli tutmayı sağlamışlar, gelen güneşle sürekli bir devir daim yaşanıyordu cam kavanozun içinde. Fotoğrafını koyunca daha iyi anlayacaksınız. Sonuç olarak orkide yolunu bulmuştu. Gittiğim kurstaki hocam orkidelerin sürekli bakım istemediğini, onları bir köşeye bırakmamızı ve unutmamızı, ilgiden hoşlanmadıklarını, ilgisizlikle ne kadar güzel olacaklarını söylemiştir. Bunu orkidenin saksı dışında doğada yetiştiği yerleri öğrenince daha iyi anladım. Genetiğinde savaşçı bir karakter var. Birçok çeşidi var orkidenin tabi ki fakat başka bitkiler (ağaçlar) üzerinde, toprakla ilgisi olmadan gelişen tür orkideler var, kullandığımız toprak bu ağaçların kabuklarından elde edilir zaten. ‘Ağaç üzerindeyken asalak değildir, yani ağaçtan besin almaz; sadece tutunacak bir yer olarak kullanırlar. Böylece orman tabanına göre daha fazla ışık alır ve yerden yüksekte olduğu için daha kuvvetli hava akımlarına maruz kalırlar.’ Hal böyleyken, hava şartlarına maruz kalan, ağaçtan besin almak varken kendi imkânlarıyla yüzeyinde yaşam mücadelesi veren, besin aldığı kökleri yer yüzeyine oldukça yakın ve tehlikelere açık olan bu bitki adaptasyonunu oyunda dayanıklılık ile hayatta kalma itemleriyle sağlıyor. Kartları sağlam gibi. Ben ise bitkiye “camgüzeli” bakımı yapmış bulunuyorum. Deneyimlemeden bilemezdim değil mi? Benim aylarca uğraşıp yapamadığım ortamın hiçbir şey yapmadan kendi kendine oluşacağını… Hayat bazen böyle, ben buna şey diyorum klasik olacak ama evrenin “sen bakarken soyunamam” demesi gibi…

 
 

Dipnot: Yazımda kullandığım kaynağı buraya ekliyorum. Orkideyle ilgili daha profesyonel bilgiler için bu sayfadan A’dan Z’ye her şeyi öğrenebilirsiniz.

http://www.megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller_pdf/Tohum%20Ile%20%C3%87o%C4%9Falt%C4%B1lan%20Kesme%20%C3%87i%C3%A7ek%20S%C3%BCs%20Bitkileri%20Yeti%C5%9Ftiricili%C4%9Fi.pdf
 

Dipnot 2: Salepin bir orkide çeşidinin köklerinden elde edildiğini biliyor muydunuz? Salepgiller familyasının soğanlarından üretiliyor. Endemik bir çeşit olduğundan ve neslinin tükenme tehlikesi yaşadığından için doğada bulunanları toplamak yasaktır. Yetiştirmek için tarım bakanlığından tohum talep edip uygun şartlarda yetiştirebiliyorsunuz.

 
 
 

Dipnot 3: Şuraya açmaz daha çok minikler dediğim ama açmaya yüz tutmuş yeni çoğalttığım minik menekşelerimin resimlerini de koymak istiyorum çünkü konuyla ilgili bunlar da, evrenin minik sürprizleri…

 
 
 

Leave A Reply